Bu akşam evde akşam yemeği yediğimiz sıradaydı. Saat 20:45 civarı derinden bir uğultu ile beraber takırtılar gelmeye başlayınca önce masanın üzerindeki sürahideki suya daha sonra da kalorifer borusunda asılı duran nazarlığa baktım belli etmeden. 17 Ağustos depreminde İstanbul'da olmadığım için daha soğuk kanlıydım ama olayı eşim de farketmiş deprem oluyor diye hemen ayağa kakmıştı bile. İçimden deprem olduğunda ne yapılır ya da deprem anında ne yapmalıyım gibi düşünceler geçerken eşime ve çocuklara salavat getirmelerini, depremin geçtiğini söyledim.Fazla uzun sürmemişti ama öncü deprem mi artçı deprem mi olduğunu bilmediğimiz için depremden sonra 15- 20 dakika kadar tedirginliğimiz devam etti. Daha sonra televizyonu açıp Kandilli Rasathanesi'nin ve Ahmet Mete Işıkara'nın açıklamalarıyla diğer deprem açıklamalarını izledik. Bu yazıyı yazdığım İstanbul sabahında, deprem ne zaman olacak, istanbul depremi dedikleri ne zaman gelip geçecek diye düşünmekten başka yapacak biş şeyim yok....
3 Ekim 2010 Pazar
İstanbul'da deprem
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder